Kurumsal kimlik tasarımlarında öncelik her zaman logodadır. Bunun nedeni, markanın ihtiyacı ister baskı ister dijital ne olursa olsun ruhunun kaynağı olmasıdır. Alakasız gibi görünebilir ama antetli kağıt bile tasarlarken logo bize çok fazla detay verir. Logoyu kullanabilme esnekliği sayesinde o markanın her türlü mesajını iletme imkanımız doğar.

Arayüz tasarımında da bu çok önemlidir. X bir tasarımı sadece renklerini değiştirerek kullanabilmek genellikle yanlış sonuçlar doğurur. Hazır tasarımlar örneği verebiliriz buna. Oldukça klişeleşmiş, herkesçe sevilebilecek düzeyde bir arayüz tasarımını düşünelim. Yukarıdaki örnekte olduğu gibi logodan yansıyan ruhu tasarımın içerisine zaman içerisinde ustaca yedirerek işin özgünlüğünü ortaya koymaya çabalarız.

Tabi bu tasarım sürecinde markanın kullandığı pazarlama yaklaşımları da (arketip seçimi, iletişim dili, kurumsal duruşu, sektörü vb.) oldukça önemlidir fakat şimdilik onlara değinmeyeceğim.

Peki ben bunları neden anlattım? :)

Tasarımınız tamamen kendinizi geliştirmek ve bir şeyler denemek için bile olabilir. Bunda hiç bir sorun yok. Fakat tasarıma başlarken logo tasarımını direkt olarak ortaya çıkartmayı hayal ettiğiniz markaya yönelik yaparsanız her zaman 1-0 önde başlarsınız.

Burada açıklama yapmak gerekirse logonun biraz daha derinlemesine düşünülmesi, tüm sayfaların havasının daha farklı olmasına sebebiyet verir. Yani sonucu etkileyen bir etkendir kendileri. Bu anlamda projelerinizde sadece arayüz tasarımına değil logoya da yatırım yapmanız çok yararlı olacaktır.

Burada değinmek istediğim 2 nokta var.

1.si illustrasyon kullanımı.
2.si kullanıcı deneyimi ve kullanıcı manipülasyonu.

1- Özgün tasarımlarda hazır illustrasyonlar kullanmak biraz tehlikelidir. Biraz önce bahsettiğim ruh özelinden bahsediyorum. Hayal ettiğiniz ruha hizmet etmeyen hiç bir içeriği kullanmak zorunda değilsiniz. Ayrıca kullandığınız her içeriğin dolaylı ya da dolaysız şekilde mutlaka içeriğinizle alakalı bir şeylere değiniyor olması şart. Aksi halde yapay görünümden kurtulmak kolay olmayacaktır.

2- Giriş yapmamış bir kullanıcı uygulamayı açar açmaz bir hareket sergilemesini isteriz. Bu hareket amaca göre değişiklik gösterebilir. Bazen kullanıcı girişi girmek şart bırakılırken bazen ise herkese açık içeriği gösterip belirli özellikleri kullanması için üyeliğe teşvik etmek gibi yollar izlenebilir. Üyelik eğer şartsa 2 ihtimalimiz var. Kullanıcıya direkt butonları göstermek yerine kullanıcı girişini gösterip alt tarafında "üye değil misin? Üye ol" butonunu eklemek ya da tam tersi üyelik formunu gösterip "Zaten üye misin? Giriş yap." butonunu eklemek kullanıcıyı daha kolay harekete geçiren detaylardan biridir. Yazdığım açıklamalar tamamen örnek. Direkt olarak "Giriş yap" şekilinde de yazılabilir. Bunlar tamamen tercihi sizin/markanın yaklaşımına bağlı şeyler.

Kayıt ol sayfasında ne kadar az input görürsek o kadar iyi olduğunu biliyoruz. Bu söylediğim detay da tamamen değişkenlere ve tercihlere bağlı.

Mesela kayıt olurken önce E-posta'yı soran destekleyici bir ekran olsa, devam dendiğinde şifre belirle ekranı gelse, sonrasında da profil fotoğrafı ve ad soyad bilgileri istense daha mı kolay ilerleme sağlar insanlar? Bunun üzerine biraz düşünmeniz yararlı olabilir. Bu belirleyeceğiniz sayfalarda belki ek bilgilerle kullanıcıya çok daha fazla güven verebilir ve onu sıkmazsınız.

Bir bilgisayara uygulama kurar gibi düşünün. Sürekli ileri ileri diyeceğimiz otomasyon bir ekrandan bahsetmiyoruz ancak istediğiniz bilgilerin nedenini niçinini çok daha güzel en başından aktarabilir ve verilerin doğruluk oranını daha kolay arttırmaz mısınız?

Kayıt ekranında yazdığım detaylar burada çok geçerli değil. Sadece e-posta gireceği, sonraki ekranda şifre gireceği alanı göstermek açıkçası gereksiz bir iş yükü gibi görünebilir her anlamda. Fakat şifre giriş alanının bu kadar klasik görünmesinin önüne geçebilmek kolay. Örnek: Akbank mobil giriş ekranındaki şifre arayüzü. Bu konuda çok daha iyi örnekler var ama aklıma direkt bu geldi.

Bu sayfayla alakakalı bir başka konu: Inputların görünümü oldukça klasik ve sayfaya başlı başına eski bir hava katıyor. Biraz sınırları zorlayıp tarzı değiştirebilirsiniz. (Kayıt ekranında da aynı şekilde.)

Mesela placeholder dediğimiz ve gri yazdığınız Email, Password metinlerini daha farklı bir yerleşimle yapabilirsiniz. Behance'tan ya da çeşitli kaynaklardan giriş ekranlarını inceleyerek ilham alabilirsiniz.

Bunu söylememdeki amaç, kullandığınız elemanların kullanımı belli standartlarda olmak zorunda olmadığını aktarmak. Yoksa bu şekilde de gayet kullanılır tabi.

Tasarımda zıtlık dediğimiz bir kavram var. Bu kavramı yazarak açıklamak biraz uzun sürebilir çünkü zıtlık dediğimiz şey çok farklı yollardan gerçekleştirilebilir.

Genellikle bu alanlarda (eğer içeriği beyaz kullanıyorsak) zemin rengi ile, desenle ya da farklı bir içerikle basmak gerekir. Çok ufak dokunuşlar bile çok ciddi farklar yarattığını görmek çok eğlenceli. Mesela zemini farklı bir renk yapsak hemen algının değiştiğini görebileceksiniz. Burada yaratıcılığınızı sınırlamak istemem. O yüzden yine gerej behance'ten gerek dribbble'dan gerek farklı bir platformdan uygulama arayüzlerini inceleyerek ilham almak çok önemli. İncelerken mutlaka "Ben olsam nasıl yapardım?" ya da "Bu bölümü neden böyle yapmış ve algısal olarak ne elde etmiş" gibi kendi kendinize yorumlayarak bile çok ciddi bir gözlem deneyimine erişebilirsiniz. Bu proje için de özellikle bu alan için incelemeleri yapabilirsiniz.

Bir başka konu: Arama alanı gerçekten gerekli mi?

Arama bölümü hemen hemen her uygulama için olmazsa olmazlardan olabilir. Ancak yerleşimini çok iyi ayarlamamız gerekir. Sürekli arama inputunun görünüyor olması kullanıcılara nasıl bir etki yaratır bunu da bir düşünün. Bunun yerine bir arama ikonu koysak, kullanıcı bir arama yapmak isteyeceğinde o butona dokunup arama alanını görünür yapsa? Hatta bu arama bölümü nasıl bir tasarımda olup nereye yerleştirilse en iyi etkiyi yaratır?

Bu ve benzeri soruları lütfen sorup araştırınız ve ilham alınız.

Bu arada tekrar hatırlatmak isterim. Bu yazdıklarım "Başarısız(!)" olması nedeniyle değil, tamamen bakış açınızı değiştirebilmek için yazdığım detaylar. Doğruları yanlışları kesinlikle tartışılabilir. Amacımı tekrar belirtmek istedim.

Kategori alanında kullanılan ikonların tasarıma neler katabildiği sorusu da aşırı önemli bir soru. Kategorilerle anlam olarak örtüşüyor mu? Genel tasarımınıza hangi tip ve tarzda ikonlar yakışır. Daha farklı nasıl olursa kullanıcı hem daha yararlı bulur. Kategoriler orada olmasa başka bir yerde mi olsa? Bu tarz soruları yerleştirdiğimiz hemen hemen her eleman için sormamız gereken sorular.

Tasarımları gösterirken görsel yerleştirilecek alanları mutlaka temsili de olsa oluşturmak gerekiyor. Bu alanın gri olması ile amaçlanan kullanımdaki örnek görselini göstermek arasında çok büyük fark olacağını siz de göreceksiniz.

Eğitimin başlığı, aldığı yıldız, yorum ve ücret bilgisinin yerleştirildiği alanların da tamamen baştan düşünülmesi gereken noktalar. Yine çeşitli tasarımları inceleyerek çok rahat bir şekilde bu alanı daha verimli tasarlayabileceğinize olan inancım tamdır.